İletişim: Dernek@orfadder.org

Corona Bizi Yıprattı !

KPT. Serhat Kahraman

Corona Bizi “Yıprattı”
Geçmişten günümüze birçok salgın hastalıkların yeryüzünde meydana gelmesiyle birlikte 2019 yılının son günlerinde Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan Corona virüsü, tüm dünyaya kısa sürede yayılmış ve daha önceki Sars ve Mers salgınlarından daha ölümcül olmuştur.
2019 yılının son günlerinde Corona virüsü Çin’den tüm dünyaya yayılmasına başlarken ülkemize ise resmi açıklamaya göre 10 Mart 2020’dir.
Virüs tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılmaya başlarken çoğu kimse virüsün nasıl ve hangi şekillerde bulaştığı, kuluçka dönemi ve belirtilerinden pek fazla bilgiye sahip değildi. Avrupa’da da salgının boyutu giderek hızlanmaya başlayınca, hemen her ülke karayolu ve havayollarını her türlü geçişe kapadı. Sadece ticaret üzerine denizyolları/limanlarda her türlü faaliyete alınan tedbirler ile devam edildi.
Kısacası tüm dünyada hayat geçici bir süre için durdu ve hayatımızda ve yaşantımızda birçok değişikliklere yol açtı. Örneğin, özel kurum ve kuruluşlarda home-office düzeninin başlangıcı oldu. Yasaklara riayet edilmesi, söz konusu sağlık olduğunda insanların ne denli dikkat etmesi gerektiği gibi konularda hızlı bir şekilde tecrübe etmiş olduk. Özellikle hafta sonu yasakları geldiği zaman alış-veriş merkezleri ve marketleri yağmalama derecesinde satın alınması gibi.. ortada bir kaos var ve insanlar bu durumdan etkilenmemek üzere kendilerini sağlama alma gayreti.. bir yandan ise hafta sonu evde kalınacak zamanı nasıl geçirileceği tedirginliği ile her türlü etkinlik veya vakit geçirileceği unsurlara olan yoğun ilgi.. sadece haftada 2 gün.. ilk başlarda süreç kurallara uyarak dikkat edildi. Hatta milli bayramımızda da bile sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş ve dikkat edilmiş idi. Fakat bu yasaklardan sıkılan insanlarımız “yıpranıldığı” korkusuna kapılarak yasakları çiğneyenleri sosyal medya ve televizyon haber kanallarından hayretle izledik. Zaman sonra zaten yasak devam etse de çok da etkili olmadığını maalesef gördük. Burada tam da burada bu yazıyı yazma nedenim ortaya çıkmaktadır. Hafta sonu yasağına karşı insanlarımızın “yıpranıldığı” hissiyatına kapılmalarıdır. Biz denizciler, belirli süreli iş akdi imzalayıp belirlenen süre boyunca aksi durumlar olmadıkça gemide çalışan kişileriz. Çalışma süremiz boyunca hayatımız yaşam mahali içerisinde geçmektedir. Her türlü çalışma şartlarına göğüs gerek 7/24 çalışma anlayışı ile hemde… haftanın sadece 2 gününü evinde ailesi ile en güzel şekilde vakit geçirecek olan yasakları çiğneyen insanlarımız bence hayatın kıymetini bilmemekle beraber maalesef yıpranıyorlar. Deniz emekçilerinin yıpranma gibi bir lüksleri yoktur. “Gemi adamlarına, maruz kaldıkları statik elektrik, gürültülü ve zor çalışma koşulları nedeniyle belirli bir süre çalışmalarına karşılık verilen yıpranma payı (fiili hizmet zammı) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle 2008 yılında kaldırıldı.”
Corona virüsünün başlangıcından itibaren gemide çalışan birisi olarak, bu salgın hastalık sürecinde ülkeler arası hertürlü ulaşım faaliyetlerinin durdurulması ile denizde çalışan birçok arkadaşımızın, deniz emekçilerinin karşılaştıkları üzücü durumlarına şahit oldum. 1. Derece akrabasının vefat haberini alıp çaresiz şekilde başı öne eğilenlerinin mi, eşinin doğumuna yetişemeyenlerin mi? Sadece verdiğim bu çaresizce örnekler bile yıpranmamıza yeterli değil midir?
Ayrıca gemi adamlarının/deniz emekçilerinin yıpranma payları geri verilse bile çoğu Türk gemi sahibi/denizcilik firması vergiden muafiyet avantajı ile Türk bayrağından kaçınarak gemilerini yabancı bayrak altında işletmeye devam etmektedirler. Yabancı bayrak gemide çalışan denizcilerin zaten sigorta veya emeklilik adına herhangi bir ödeme de sözkonusu değildir. Sadece çalıştıkları zamanı ıspatlayıp o ülkenin konsolosluğu aracılığı ile evrak ve doküman toplandıktan sonra yurtdışı statüsü altında münferit olarak SGK kuruma başvurup çalıştığı süreyi saydırabilmektedir. fakat yurtdışında çalışma olarak gözükeceğinden yıpranma hakkımız geri verilse bile deniz çalışanı olarak gözükmediğinden emeklilik planı içerisindeki yıpranma hakkına girmeyecektir.
Bugün Filipinli personel kendi ülkesinin bayrağı altında olmayan gemide bile çalışırken her türlü sosyal hakları ve emeklilik planları devam etmektedir. Son çalıştığım gemide personel Filipinli olup zaman zaman sohbet esnasında detaylıca sormaktan kendimi alıkoyamadım. Tüm Filipinli denizciler, ülkelerinde hizmet veren tek bir kurum/sendika üzerinden dünya gemilerine yönlendirilmekte ve her türlü işe alım süreci, öncesi ve sonrası tek bir kurum üzerinden yürütülmekte olup, çalıştığı zaman içerisinde ailesinin ve kendisinin yararlanabileceği tüm sosyal, sigortalılık ve emeklilik hakları belirlenmiş ücret karşılığı maaşından küçük rakamlar ile kesilmektedir. Böylece Filipinli gemiadamları emeklilik planı yapabilmektedir. Bizim ülkemizde ise yıpranma hakkımız elimizden alınırken ne kadar çaresiz, değer verilmeyen bir mesleğe sahip olduğumuzun kanıtı mıdır acaba? Bizim de Filipinliler gibi denizcinin herşeyi ile ilgilenen sendikası veya kurumumuz olsa ne olurdu ki…

Yorum / Soru Bölümü

Türkiye’deki denizcilik sektörünün zorlukları göz önünde bulundurularak başlatmış olduğum bu organizasyon programımızda denizcilik sektöründeki çalışanları ve firmaları bir arada buluşturmak ilk hedefimizdir.

İletişim

ORFADDER
Kurtköy Mahallesi, Ankara Caddesi No:289/21
Yenişehir Pendik İstanbul
dernek@orfadder.org
orfadder.org